Moruk hazırlan Çin’e gidiyorsun!
Neyyyy???
Nereye?
Çin’e mi?
Hııı?
…
Bu şekilde başlayan Öztürk Kayıkçı ile olan konuşmamız gerçekten soluğu Çin’de almamla birlikte sonlandı.
Öztürk’ün beni ve Zorbey Aktuyun’u Petzl Türkiye Toros Kamp’ın oluşturduğu Petzl Türkiye Takımı’na önermesi ile başlayan hayal; Çin’deki Roctrip’e katılmamız, Petzl takımı içinde yer almak ve dünyanın öteki ucuna seyehat etmek aklımın ucundan bile geçmiyordu.
Toros Kamp’ın oluşturduğu Petzl Takımı’na seçildikten sonra hazırlıkları tamamlayıp Toros kamp’ın bizim için aldığı uçak biletleri ve maddi desteği ile Çin’de gerçekleşen Roctip’e doğru yola koyulduk. Hep video ve fotoğraflarını gördüğümüz Roctrip, peki neydi bu Roctrip?
Roctrip; Petzl firması tarafından düzenlenen uluslar arası bir tırmanış şenliği organizasyonu. Şenliğin en büyük amacı Petzl takımının yer aldığı (dünyanın en iyi tırmanıcılarının olduğu bir takım ) dünyanın fantastik yerlerinde tüm tırmanıcıları bir araya getirmek. Bu organizasyon ilk defa 2002 yılında Millau, Fransa’da gerçekleşti. Daha sonraki yıllarda; Bishop, Kaliforniya 2002, Millau, Fransa 2003, Gunks, New York 2003, Millau 2004, Sheffield, İngiltere 2004, Squamish, Britanya Kolombiyası 2005, Millau 2006, Kalymnos, Yunanistan 2006, Red River Gorge, Kentucky 2007, Millau 2008, Zillertal, Avusturya 2008, Millau 2009, Jilotepec, Meksika 2010 ve Getu He, Guizhou, Çin 2011 de yapıldı. Biz Petzl Türkiye Takımı ( Mümin Karabaş ve Zorbey Aktuyun ) olarak Çin’deki bu organizasyona Petzl Türkiye Toros Kamp desteği ile katıldık. Dünyanın en iyi atletlerinin olduğu bu takıma seçilmek ve organizasyona dahil olmak benim için yılların rüyasının gerçeğe dönüşmesi anlamına geliyordu. Bu yıl 250 rotanın açıldığı Getu’ya dünyanın her yerinden yaklaşık 42 sporcu davet edildi. Bunlar içinde aklıma gelenler; Lynn Hill, Florence Pinet, Liv Sansoz, Nina Caprez; Melissa Le Neve, Stephanie Bodet, Emely Harrington, Chris Sharma, Dave Graham, Dani Andrada, Gabriel Moroni, Sean Villanueva, Tatsuni Nitta, Toni Lamiche, Gerome Pouvreau, Loic Gaidioz, Daila Ojeda, Said Belhaj, Michael Fuselier, Joe Kinder, Philippe Ribiere, John Cardwell, Sasha Diguilian, Enzo Oddo, Steve Mc Clure, Daniel Du Lac, Arnaud Petit, Ethan Pringle ve dahası…
18 Ekim 2011 tarihinde ben Dalaman’dan İstanbul’a uçakla gelmeyi plandım ama Dalaman uçağının 3,5 saatlik gecikmesi sonrası Çin’e giden uçağı kaçırdım. Şaka değil gerçek! Hayatım boyunca hiçbir uçağı kaçırmadığım için bu bana biraz pahalıya mal olan bir ders oldu. Zorbey Çin’e giden uçağın içinde Roctrip hayalleri kurarken, Toros Kamp’ın benim için aldığı Çin’e giden uçak bileti artık bir hayalin gerçekleşmesi değil, boş bir sayfaydı… Boşlukları nasıl doldurabilirdim?
Macera Akademisi şirketinin sahibi olan sevgili patronum Caner Odabaşoğlu bana yeni bir uçak bileti alarak Çin’e gitmemi sağladı. Çin’deki iç hat uçuşum için gereken parayı da kredi kartım sponsorluğunda aldım. Bu durumda benim için çok pahalıya gelen bir seyahat sonrası Guiyang’da buluşmamız gereken otele vardım. Zorbey’in olması gereken odada olmaması, resepsiyondaki çalışan personelin Çince’den başka bir dil bilmemesi benim sinir sınırlarımı birazcık, hatta birazcıktan fazla zorladı. Petzl organizasyondan aradığım yetkili ile yeni bir arabaya transfer oldum. Yarın sabah 09:00’da! Güzel haber.
Ertesi gün erkenden kalkıp havalimanında Sam Bie, Edouard Bouvet ve kız arkadaşı, Gerome Pouvreau ve Florence Pinet’le buluştum. Uzun süren bir yolculuk sonrası, yani 3 günlük seyahatte toplamda 6 saati geçmeyen bir uyku ile Getu’ya vardım. Zorbey’i gördüğümde ikimizde birbirimizi gördüğümüze bu kadar sevindiğimize çok güldük. Hızlı bir Çin birası, eski ve yeni dostlarla sohbetten sonra otele yerleşme, eksik uyku, heyecan, karanlıkta gelip sabah şoku ile her yeri görme, yarın ki tırmanış, herkes gelmiş, burası neresi, dünyanın öteki ucu, eee biz geldik ne olacak şimdi, şu karanlık şeyler tepe mi, ark nerde ya, sıkı al, jet leg… duyguları ile yalnızca birkaç saat uykudan sonra sabahın ilk ışıkları ile Petzl Base’de kahvaltı yaparken buldum kendimi… Kahvaltı derken soya soslu Noodle! İlk ve son kahvaltım oldu. Ertesi günler bisküvi benzeri şeyler ve bulursan kahve yoksa yeşil çay…
Köyün girişinde ki aile pansiyonunu Petzl ana toplanma yeri olarak kullanıyor. Burası Petzl Base biz sporcular olarak karşıdaki otelde kalıyoruz. Kahvaltı ve akşam yemekleri Petzl Base’de, uyku otelde ama kimse uyumuyor ki. Hayat inanılmaz canlı nerdeyse herkes burada. Gelmeyenler ise birkaç gün içinde burada olacaklar. Biz erken geldiğimizi düşünüyorduk ama geç gelen ekip içindeymişiz. Hızlı bir kahvaltıı sonrası hedefimiz ark! Bu ne ya? Oha! Benim ilk tepkim. Olum kayaya bak ya… Derken ark bize hoş geldin diyor. Daha önce gördüklerim hiçbir şeymiş. Kayıkla dereyi geçtikten sonra 1363 tane basamaktan tırmanıp arka ulaştık. Allahhh… Bu ne ya? Böyle bir tırmanış sektörü mü varmış? Şu karşıdaki tepeler Türkiye’ye kadar gidiyor herhalde. Toroslar’la bir bağlantısı var mı acaba? Saçmalama! Burası Çin dünyanın öteki ucu! Ni hao Çin!!!
Tek kelime ile anlatmaya çalışırsam FANTASTİK!!!
Kireçtaşının beyaz olduğu büyük deliklerin yer aldığı kolenet yapılar ağır negatifle birleşince arkta inanılmaz bir tırmanış stili yaratmış.
VIII (7a) bir rotaya girerek stile ne kadar yabancı olduğumuzu anladık. Akasından gelen IX+ (7c+) tam anlamıyla bize hoş geldin ark karşılaması yaptı.
Erken biten tırmanış gününden Petzl Base dönüp akşam yemeği için masaya oturduk. Masada kimler yok ki? Dünyanın en iyi tırmanıcıları ile aynı masada yemek yemeğe çalışmak çok güzel olduğu kadar bir o kadar da zor. Burada herkes güçlü ve aç! Bide kaşık olsa işler biraz daha kolay olacak. Bu çubuğun nasıl kullanıldığını bilen var mı? Ben Adana’dan geldim, bir dürüm yapsam? Ne ekmek yok mu? Nasıl yani? Pirinç mi yiyeceğiz? Ben doymam ya… Derken soluğu bakkalda aldım ama her şey umutsuz… Yarın ki akşam yemeğine çalışacağım. İkinci denemem daha iyidir. Neyse ki biralar su gibi ve sudan ucuz.
İkinci gün pirinç tarlarının ardından Tony Lamiche rehberliğinde Banyang’s Cave sektöre gittik. Sektörün yolu üzerinde köy ve pirinç tarlalarının arasından yürürken zaman sanki çok eskilerde yaşanıyor gibi. Bizim tırmanış için gittiğimiz yerler büyük şehirlerden çok farklı küçük nüfusa sahip küçücük köyler. İnsanlar günlerinin büyük kısmını (5 yaşındaki çocukla ve 75 yaşındaki bir nineyi aynı tarlada görmek mümkün) pirinç tarlarında çalışarak geçirip geri kalan kısımda ise Roctrip için olan organizasyonda çalışıyorlardı. Bazılarının bakkal dükkânı var, kimisi mini lokanta sahibi ve bunlar gibi küçük işletmeler…
Banyang’s Cave sektörde Fransız takımı düne göre bize daha uygun bir stildeki rotalarda tırmandık. Hafif negatif, kolonetli yapılar. (Geyikbayırı stili) Stil bize uydu ama biz vucudu Çin saatine uyduramadığımızdan IX+(7c+) rotalar bize jet leg ile ilgili güzel hatırlatmalar yaptı.
Akşam olduğunda tüm sporcular olarak toplanıp Roctrip için gereken son hazırlıkları yapmak için görev dağılımı yapıldı. Erwan’ın (Organizasyon ve ulaslararası sponsorluklar baş sorumlusu aynı zamanda Roctrip’i düzenleyen insan) Mümin yarın ki planınız nedir sorusuna; hımm yarın biz, şey Didi biz ne yapıyoruz yarın? Diyerek karşılık verince sonuç; Pussa Yan sektörde büyük kayalar levye ile temizlenecek! Neyyy??? Gitdi bizim dinlenme günü… Aktif dinlenme iyidir. Bütün gün temizlik sonrası akşam Petzl Base döndüğümüzde günün kahramanları olarak takımdaki yerimizi alarak herkesle iyice kaynaştık.
Roctrip’in başlaması açılış seronomisi, kayıtlar, tırmanışa yeterli olup olmadığınıza dair testler, kurslar, workshop ve kliniklerle başladı.
Kayıt için gittiğimizde;bir çift yemek çubuğu, rehber, matara, tişört, afiş, şapka vs gibi şeylerle dolu roctrip çantası veriyorlar. Rehberinizi onaylatmak için; gözetmenler eşliğinde tırmanış duvarında yapılan teste katılmanız gerekiyor. İstasyondaki mağaracıdan ipi geçirip inme, klip yapma, emniyet alma gibi kontrolden geçtikten sonra sizin tırmanış tecrübenize uygun renkteki bilekliğinizi alıp, rehberinizi damgalatıp sektöre doğru yol alıyorsunuz. Allahtan biz bu teste girmedik ben yıllar önceki sınav stresini izlerken yaşadım. Biz onayı tanıdık hocalardan alıp sınavdan başarıyla geçtik.
Arkın yolu üzerinde Buddha sektörde tam gaz tırmanışa başladık ama Dani Andrada’nın VIII (7a) rotasına girince bütün gazımız alındı. Hedefi hemen keskin bi dönüşle arka çevirerek sahnedeki yerimizi aldık. Güzel bir tırmanış günü geçirip evimize doğru yol aldık. Artık ev olarak söylüyorum. Çünkü günün büyük kısmı burada bütün takımla vakit geçiriyoruz. Yemek, internet, sohbet, tırmanış planları, parti her şeyin merkezi Petzl Base, evimiz gibi…
Ertesi gün yağmur yağması ve Dave Graham’ın bu havada tırmanışa gidilmez diyerek bütün takımı dinlenme günü yapmaya ikna etmesi, akşam ki partinin başlamasının sebebiydi diyebilirim. Bütün takımın litrelerce baijo (yerli pirinç şarabı) içtiği ve sabaha kadar dans ettiği bir gece sonrası, ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi ful performans tırmanması çok normal.
Şenliğin son gününe kadar dolu dolu geçen gün ve akşamlar (gün içerisinde tırmanış akşam film ve slayt gösterileri) yerini son güne bırakınca Roctrip’in gerçek yüzünü gördük diyebilirim. Petzl takımının bütün sporcuları olarak Great Arch sektörde toplanıp tırmanış yaptık. Yüzlerce insanın sizi izlediği ortamda tırmanış, yarışma… Ekibin bir kısmı uzun ip boylu rotalarda tırmanırken geri kalanı spor rotalarda vakit geçirdi.
Ben bir Türk olarak iki bölümde de yer alma şansı yakaladım. Öncelikle spor rotalarda video çekimi ve ardından Roctrip için hazırlanacak video da kullanmak üzere röportaj yapıldı. Türkiye’den ilk kez bir takımın Roctrip’e katılması Petzl için ilgi uyandırdı. Ardından Daniel Du Lac ile ip birliği yaparak Nihao Wokepa rotasını tırmandık. Arkın sol tarafında bulunan bu 5 ip boyluk rotayı 2 saat içinde tırmandık. Son ip boyunu ve inişi Petzl fenerle tırmanmak ve ip inişi yaparak akşam yemeğine geldiğimizde üçüncü saat hala dolmamıştı. 5 ip boyu olan rotanın derecesi;
Biz bu rotayı ertesi günlerde Zorbey’le birlikte tırmandık. Sadece ikinci ip boyunu serbest tırmanamadık. Diğer ip boylarını düşmeden tırmandık. Son ip boyunu Didi ile tırmanırken kafa feneri ile karanlıkta flash tırmandım. Bu sebeple derecelerin baya yumuşak verildiğini düşünüyorum. Her neyse… Skordan çok arkın mükemmel manzarasını görmek ve yüksekten Çin’in uzak tepelerine bakmak rotanın derecesinden daha önemliydi.
Yemekten sonraki kapanış serenomisi ve Petzl Team sporcuları olarak Getu’ya yaptığımız sürpriz teşekkür yazısının(Yazıda Getu’ya Roctrip sorumlusu Erwan’a bu güzel organizasyonu gerçekleştirdiği için teşekkürler yazıyordu. Her sporcu bir harf tutarak kelimeleri oluşturdu.) ardından parti başladı. Mükemmel müzik eşliğinde ücretsiz baijo ve bira! Üstüne dünyanın en iyi tırmanıcılarından oluşan dans gösterisi…
Bizi gören Çinli’lerde sahneye gelince polis kalabalığı dağıtmakta baya zorlandı. Sahne nerdeyse yıkılıyordu. Ortam biraz sakinleşti derken; burada ben ve efsane tırmanıcı Lynn Hill devreye girerek sahnenin üzerindeki yüksek bir platformda Said Belhaj’ın canlı performansıyla 2000 kişi önünde dans ederek ortamı yeniden ateşledik. Lynn Hill ile yaptığımız danstan sonra tarihe geçtik diyebilirim. Bu gösteriden sonra partinin ritmi sabaha kadar devam etti. Sabaha karşı yediğimiz patates kızartmasından sonra otele uyumaya geçtik ama çok fazla uyuyamadık…
Roctrip’in bitmesiyle bazı tırmanıcılar eve dönerken biz ve kalanlar tırmanışa odaklandık. Arkın dışındaki sektörlerde tırmanış yaptık. Geri kalan ekiple güzel vakit geçirip sıkı arkadaşlıklar kurduk. Arkta ve diğer sektörlerde denediğimiz ama bitiremediğimiz X(8b), IX+(8b+) ve XI(9a) rotalara veda ederek uzun bir yolculukla Yangshou (Bu bambaşka bir hikaye olduğu için burada yazmıyorum.) tırmanış bölgesine doğru yola koyulduk. Burada geçirdiğimiz 3 gün sonrasında is yaklaşık üç güren yolculuktan sonra Adana’ya vardım.
Özellikle ben 9a rotayı denerken baya olay oldu. Türkiye’de çıkılmış bu derecede bir rota olmadığı için denemek, zorluğu kıyaslamak istedim. Hissiyat güzel. Çünkü rotayı benim için ikiye böldüler. İlk kısım XI- (8c/8c+) diz sıkıştırıp dinlendikten sonra ise sıkı bir X(8b) derece! Toplamda ise XI derece. Rotayı denemeden önce yardım istediğim için ben denerken iyi tırmanıcıların birçoğu beta vermek için ve bana yardımcı olmak için destekte bulundu. Güzel ortam… Keşke son güne bırakmasaydım. Gelecek sefere…
Benim için dolu dolu geçen Roctrip’in sadece küçük bir kısmını burada anlatmaya çalıştım. Uzun hikâyeyi kayaların dibinde proje denemeleri aralarında kahve içerken anlatmaya devam edeceğim. Sohbete beklerim.
Sıcağın, dumanın ve kebabın şehri Adana’dan sevgiler.
Roctrip’e ulaşım;
Çine’e en güzel ulaşım bence Türk bir firma ile uçmak en mantıklısı. Biz birkaç farklı Çin havayolu şirketi kullandık ve bazı sıkıntılar yaşadık. (Biletlerde değişiklik yapamamak, bagaj problemleri, uçağa alınamama, bir uçuşun ortasında uçağın ara bir yerde durup yolcuları indirip yenileri ile değiştirmesi, direk bir hat uçuşunun olduğu bir şehirden 4 aktarma yaparak İstanbul’a ulaşana kadar 3 güne yakın süren bir yolculuk gibi vs sorunlar yaşadık.) Bu sorunlarla uğraşmak uzun yolculuklarda büyük problem yaratabilir. Size tavsiyem iyi bir firma ile direk bir uçuş kullanarak uçmanız. Çin’deki herhangi bir büyük şehre varınca Guiyang Getu’ya(Roctrip’in düzenlendiği köy.) en yakın havalimanı. Bu süreçte araba ile yaklaşık 6 saat sürüyor! Otubüsle gelmek isterseniz; havalimanından otobüs terminaline geçin. Otobüsle Ziyun’a kadar gelebilirsiniz. Bu otobüs günde iki kez var. Ziyun’a giden otobüsü kaçırırsanız diğer alternatif, Asshun’a gitmek ve buradan Ziyun’a geçmek. Ziyun’dan Getu’ya giden minibüs yaklaşık 1, 5 saat süren yolculuk sonrası sizi köye getirecektir.
Bu yolculuğun toplam maliyeti yaklaşık 140 yuan. Taxi ise yaklaşık 600 yuan.
Roctrip’te konaklama;
Biz konaklamayı bizim için ayrılan otellerde yaptık.
İki yıldızlı bir otelin günlük oda fiyatı 200 yuan,
Daha düşük yıldızlı oteller günlük oda fiyatı 100 yuan,
Yıldızsız pansiyonlar da günlük oda fiyatı 60 yuan,
Değişik fiyatlarda konaklama imkânı bulmak mümkün.
Dikkat etmeniz gereken sıcak duş olup olmadığı ve yatağın konforu.
Çin’de hayatta kalmak için küçük notlar;
Yazının beklide en önemli kısmı burada başlıyor.
İnsaların çoğu Çince’den başka dil bilmiyor. İşaret dili ile anlaşmak nerdeyse imkansız. Gideceğiniz yeri insanlara yada taksiciye sormak için kesinlikle Çince karakterle yazılı olması gerekli!
Çin’de kullanılan para birimi yuan. 1000 yuan yaklaşık olarak 290 TL. Çin çok ucuz bir yer. Bu yüzden harcama yaparken dikkatli olun. Örneğin kahvaltıyı 2 liraya akşama yemeğini 7 liraya yemeniz mümkün. Bu sebeple genellikle zihinde her şey çok ucuz olduğundan daha pahalı restoranda yemeğe gidiyor ve 30 lira ödeyebiliyorsunuz. Her şeyin ucuz olduğu bir yerde savurgan davranmak çok kolay.
Kahvaltı kültürü sadece noodle olduğu için peynir ve zeytin yok! Dikkatli olun. Hergün noodle yemek biraz sıkıntı olabilir.
Yemekler baharatlı ve yağlı. Vejetaryen olmakta fayda var. Akşam yemekleri pirinç ve sebzeli bir şeyler, ne olduğunu anlamak zor. Köpek eti olabilir, mantar ya da çoktan morarmış bir tavuk olabilir. Ama genellikle çok leziz diyebilirim. Ortam genellikle temiz olmadığından Avrupa’dan gelenler haftada en az bir kez hasta oluyor. Bu yüzden yemekler yapılırken görmemekte fayda var. Aynı tavada 100 kez kullanılmış bir yağda her şey kızartılıyor. Sonrada aynı kapta çamaşırlar yıkanabiliyor.
Havanın genelde nemli olması tişörtle kaz tüyü ceketinizi aynı günde kullanmanızı gerektirebilir, dikkatli olun.
Çin’de nerdeyse her şey için pazarlık yapmanız gerekli. Buna havalimanındaki duty free’de dahil. Ben pazarlık yaparak son alışverişi yaptım.
Kredi kartından komisyon kesilerek alışveriş yapılıyor ve kredi kartı birçok yerde kullanmak sorunlu. Biz çoğu zaman büyük problemler yaşadık.
Unutmayın ki biz şehirlerde değil daha çok küçük köylerde vakit geçirdik. Yazdıklarım büyük şehirlerde bambaşka olabilir.
Roctrip videosu;
Petzl RocTrip China 2011 - The official movie from Petzl-sport on Vimeo.